Online eğitim modeli; uzaktan eğitim, offline eğitim, sanal eğitim, elektronik eğitim gibi farklı isimlerle telaffuz edilmektedir.
Peki; online eğitim denilince hayalimizde canlanan eğitim modeli nedir?
Online eğitimi, örgün eğitimden ayıran faktörler nelerdir?
Online eğitimin avantajları nelerdir?
Online eğitimin tarihsel serüveni nasıldır?
Online eğitimin dünyadaki hacmi nedir?
İsterseniz hep birlikte tüm bu soruların cevaplarını inceleyelim.
ONLINE EĞİTİM NEDİR?
Geleneksel örgün eğitim modeli olan, öğrenci ve eğitmenlerin aynı ortamda bulunduğu eğitim modelinden farklı olarak öğrenci ve eğitimcilerin aynı ortamda bulunmadığı, zaman ve mekândan bağımsız olan bir eğitim sistemidir. Online eğitim modellerinde ise, eğitim- öğretim faaliyeti farklı metotlarla yapılmaktadır.
- a) Online Eğitim: Öğrenci ve eğitmenlerin sanal sınıf ortamında aynı anda soru- cevap şeklinde canlı olarak katıldıkları eğitim platformudur.
- b) Offline Eğitim: Ders videolarının daha önce hazırlanıp bir set haline getirildiği, öğrencilerin kendi isteği doğrultusunda videoların zaman ve mekân fark etmeksizin izleyebildiği eğitim videolarıdır.
Online Eğitim ve Örgün Eğitim Arasındaki Farklar
Bilindiği üzere örgün eğitim, standart bir eğitim ile yetişmiş eğitimcilerin, belirli zaman ve mekânda, belirli plan ve program dahilinde öğrencilere uygulanan eğitim modelidir.
Örgün Eğitimde;
1- Eğitim, sınıf ortamında yüz yüze gerçekleştirilir.
2- Kullanılan materyaller, dokümanlar ve kitaplar her eğitim kurumunda standarttır.
3- Planlı ve disiplinli bir şekilde gerçekleştirilir.
4- Ders programı ve konu odaklıdır.
5- Devam zorunluluğu bulunmaktadır.
Online Eğitimde;
1- Her bir öğrenciye kendi kabiliyeti ve hızı doğrultusunda eğitim- öğretim imkânı sunar.
2- Öğrenci ve eğitimcinin farklı mekanlarda olduğu ve teknolojinin aktif olarak kullanıldığı bir eğitim imkânı sunar.
3- Zaman ve mekân sınırlaması olmadan, öğrenci istediği gibi eğitim alabilme imkânı bulmaktadır.
4-Eğitim- öğretim faaliyetleri sanal ortamda, fiziki bir mekân olmadan gerçekleşen eğitimdir.
5- Okula devam zorunluluğu bulunmamaktadır.
6- Eğitim- öğretim faaliyetleri ücretlidir.
Online Eğitimin Avantajları Nelerdir?
1- Online eğitim öğrencilere büyük maddi özgürlükler tanımaktadır. Örgün eğitim alan bir öğrencinin ister istemez, belli başlı masrafları olmaktadır. (Yemek, yol, konaklama, araç- gereç vs.) Online eğitim ise bu maddi kayıpları ortadan kaldırmaktadır.
2- Öğrenciler online eğitim ile istedikleri zaman ve mekânda, istedikleri eğitimi alabilirler. Zaman ve mekân kısıtlaması asla bulunmamaktadır.
3- Online eğitim videoları öğrenci merkezlidir. Bireyler bilgi içeriklerini çok rahat anlayıp, özümseyebilmektedir.
4- Öğrenciler çalışma hızlarına kendileri karar verirler. Yavaş öğrenen veya dersi ilk defa dinleyen öğrenci, konuyu anlamadığı takdirde tekrar tekrar konuyu dinleyebilir.
5- Eğitimde eşitlik ilkesinin, hayata geçirilme imkânı online eğitimde maksimum seviyeye ulaşmaktadır. İnternet erişim altyapısının olması şartıyla online eğitim, dünyanın en ücra köşelerine bilgiyi ulaştırma imkanına sahiptir.
6- Sınıf ortamında topluluk arasına giremeyen, sosyal fobiye sahip öğrencilerin psikolojik olarak rahatlamalarını sağlamaktadır.
7- Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan öğrenci ve eğitimcileri aynı platform altında toplayarak iletişim kurmalarına olanak sağlar.
8- Online eğitim ile öğrenci- öğretmen arasında soru- cevap şeklinde bilgi akışı gerçekleştirilir. Eğitim interaktif halde getirilmektedir.
9- Online eğitim ile sınıf ortamında ders alamayan öğrencilere, eğitim- öğretim imkânı tanıyarak eğitimde eşitlik ilkesinin geçirilmesini sağlamaktadır.
ONLINE EĞİTİMİN TARİHSEL SERÜVENİ
Uzaktan eğitimin tarihsel gelişimin başlangıcı net olmamakla birlikte, 19. yy’da ‘’Posta Eğitim Modeli’’ ile başladığı bilinmektedir.
Online eğitimin tarihsel aşamalarını dört farklı kategoride inceleyebiliriz.
- a) Posta ile Eğitim Modeli
b) Çoklu Ortam Modeli
c Tele Öğrenme Modeli
d) Esnek Öğrenme Modeli
- a) Posta (Mektup) Eğitim Modeli:
Uzaktan eğitimin başlangıcı sayılabilecek olan mektupla öğretim modeli bir okul ya da kurum tarafından, posta yoluyla yürütülen öğretim modelidir.
Mektupla öğretim tüm bilim dallarında eğitim- öğretim faaliyetlerini gerçekleştiren bir model olmuştur. Özellikle fiziksel engelli, görme engelli ve sağır olan çocukların ebeveynleri içinde ayrı bir program düzenlenmiştir.
Dernekler ve silahlı kuvvetleri mektup ile eğitim modelini benimseyen kurumlardır.
→ 1840 yılında İngiltere’de, stenograf olan Pitmen mektup ile steno öğretmiştir.
→ 1919’da ABD’de ilk radyo istasyonu kurulana kadar mektupla eğitim farklı ülkelerde kullanılmıştır.
→Türkiye’de ise uzaktan eğitim ile ilgili çalışmalar 1956 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Balta ve Ticaret Hukuku Araştırma Merkezi’nde banka çalışanlarının hizmet içi eğitimleri mektup yolu ile gerçekleştirmişlerdir.
→ 1958 yılında Türkiye Cumhuriyetti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Mektupla Öğretim Merkezi kurulup, okul bitirmek isteyenlere kurslar mektuplar verilmiştir.
→ 1974 Mektupla Öğretim Merkezi, Mektupla Öğretim Okulu’na dönüştürülmüştür ve sonrasında aynı yıl Mektupla Yüksek Öğretim Merkezi kurulmuştur.
→ 1983’te bu merkez Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu adını almıştır.
→1981 yılında Anadolu Üniversitesi bünyesinde Açık Öğretim Fakültesi bölümü kurulmuştur.
- b) Çoklu Ortam Modeli:
1919’da ABD’de yayın yapan radyo istasyonunun kurulmasıyla birlikte radyo ve televizyon uzaktan eğitim modeli olarak insanların ilgi odağı haline gelmiştir.
Radyo ve Televizyon Eğitiminin;
-Ekonomik olması
-Zaman ve mekân sınırının olmaması
-Görsel ve işitsel materyalleri kolay aktarabilmesi
-Sosyokültürel tabakadan birçok kitleye hitap edebilmesi vb. faktörlerden dolayı, radyo ve televizyon eğitiminin popülaritesini arttırmaktadır.
Tabi ki radyo ve televizyonla yapılan eğitimin;
Tek yönlü olması, izleyici kitlesine bilgi aktarımını (ileti) verir ancak dönüt (geri bildirim) alınamaz. Bu da anlatılan bilginin öğrenilmesini engeller.
Radyo ve televizyon eğitim programını ülkedeki tüm öğrencilerin müsait olduğu bir zaman diliminde ayarlamak çok zor olacağından bur durum eğitimin tüm öğrencilere ulaştırılmasını zorlaştıracaktır.
Radyo ve Televizyonun Uzaktan Eğitimdeki Rolünün Tarihsel Kronolojisi;
→ 1919’da ABD’de eğitimle ilgili radyo istasyonu kurulmuştur.
→ 1920- 1930 yılları arasında 200’ün üstünde radyo istasyonuna lisans verilmiştir.
→ 1929’da Ohio Hava Okulu radyo eğitimi ile ilgili model okul olmuştur.
→1932- 1937’de ABD’de eğitim televizyon yayınları Iowa Üniversitesi’nde başlamıştır.
→ 1951’de Western Reserve Üniversitesi bazı dersleri televizyon yolu ile vermeye başladı.
→ 1970’ten sonra eğitimler TV yayınları ile verilmeye başlandı.
→ İngiltere’de BBC aracılığıyla, Kanada’da bazı televizyon kuruluşlarıyla, İsrail’de ‘’Every Man’s University’’ isimli TV programı ile uzaktan eğitim verilmiştir.
→ Hindistan’da televizyon öğretimi yaygın kullanılmaktadır.
→ 1981’de Türkiye’de Anadolu Üniversitesi TRT iş birliğiyle eğitim- öğretim faaliyetlerini gerçekleştirmektedir.
→ Fırat Üniversitesi’nde 1990’dan itibaren radyo ve televizyon programı ile eğitim faaliyetine başlamıştır.
- c) Tele Öğrenme Modeli:
Sesli konferanslar, video konferanslar, görsel metin tabanlı konferanslar ve canlı televizyon ve radyo yayınlarını içeren öğrenme modelidir.
Tele öğrenme modeli; iki yönlü ses, iki yönlü görüntü; kısaca sesli ve görüntülü konferans uygulamalarına verilen isimdir.
Video konferans yöntemiyle farklı bölgelerde bulunan insanlara sanki yüz yüze bir arada bulunuyorlarmış gibi iletişime geçme olanağı sağlar.
İki farklı video konferans yöntemi ile eğitim yapılmaktadır.
1) Bir noktayla video konferans
2) Birden çok noktayla video konferans
1) Bir noktayla video konferans;
Bir öğretmenin sınıfta toplu halde bulunan öğrencilerine uzaktan sesli ve görüntülü ders anlatmasıdır. Bu yöntemle uzaklarda bulunan bir eğitimci, sınıf ortamında bulunan öğrencilerine rahat ulaşabilir ve öğrenciler anlamadıkları noktaları öğretmenlerine rahatlıkla sorabilir.
2) Birden çok noktayla video konferans;
Farklı bölgelerde bulunan insan topluluklarının birbirleri ile buluşmasını sağlayan konferans yöntemidir. Bu yöntemle aynı ortamda bulunmayan eğitimciler farklı ortamda bulunan öğrencilerine ders anlatabilirler.
- d) Esnek Öğrenme Modeli:
Esnek öğrenme modelinde;
→ Etkileşimli çoklu ortamlar
→ İnternet aracılığı ile web tabanlı kaynaklara ulaşım
→ İletişimi internet odaklı yapmak
→ Sanal kampüs oluşturmak
→ 24 saat erişimin olması
→ Öğrencilerin derse fiziksel katılımını gerektirmemesi vb. gibi özellikler bulunmaktadır.
Uzaktan öğrenme modellerini birbiri ile karşılaştırdığımızda yeni teknolojilerin eski teknolojilere oranla;
→ Bireylere zaman, mekân ve öğrenme açısından esneklik sağlamaktadır.
→ Maliyetler minimalize edilerek en etkili içeriklerin öğrencilere ulaştırılması sağlanmaktadır.
→ Birçok üniversite esnek öğrenme modeli ile eğitim- öğretim faaliyetlerini gerçekleştirmektedir.
→ Bu modelde öğretim elemanına, mekâna ve zaman gerek duymaksızın eğitim faaliyetlerinin gerçekleşmesi bu modele geçilesinin sebeplerindendir.
ONLINE EĞİTİMİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ HACMİ
Koronavirüs (Covid-19) salgını tüm dünyada insanların alışkanlıklarını ve yaşam şeklini değiştirdiği gibi dijitalleşme süreçlerini de hızlandırmıştır.
Salgın ile birlikte dünyada ülkeler eğitim müfredatlarını anlatmak için online eğitim kanalları oluşturdular.
Bu süreçte evden çalışmaya başlayan bireylerin kendilerini geliştirmeleri ve vakitlerini değerlendirmeleri adına birçok online platformdan ders içerikleri satın aldıkları gözlemlenmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020 yılını, dünya genelinde Covid-19 salgını olarak ilan etmiştir. Bu pandemi durumu ile birlikte birçok meslek grupları çalışmalarını evden, uzaktan eğitim modelinin bir formu olan online ve offline eğitim modelleri ile devam ettirmişlerdir.
Ebeveynler, öğretmenler ve öğrenciler ister istemez çalışmalarını ev ortamında devam ettirmişlerdir.
Pandemi süreciyle birlikte tüm dünyada, 185 ülkede yaklaşık 1,6 milyar öğrenci örgün eğitimden uzaklaşarak, eğitimlerini online almak zorunda kalmıştır.
Uzmanların öngörülerine göre online eğitim sektörünün 2026 yılında tahmini olarak 350 milyar doların üzerine çıkacağı söylenmektedir. Özellikle pandemi sürecinde, dünya panelinde eğitim teknolojilerine 2020 yılında yapılan yatırımın normal yıllara göre 3,5 arttığını istatistik verileri bizlere bildirmektedir. Bu da bizlere ilerleyen süreçlerde online eğitim panelinin büyük bir ivme kazanarak büyüyeceğini ifade etmektedir.
- yy’da tüm sektörlerde değişim görüldüğü gibi eğitim sektöründe de değişim kaçınılmaz olmaktadır. Teknolojinin gün geçtikçe baş döndüren ilerleyişi karşısında seyirci kalmayan eğitim sektörü, artık geri dönüşümü olmayan dijital bir ortama bürünmüştür. Dijital eğitim (online eğitim) ile birlikte bireylerin zaman ve mekândan bağımsız olarak, istedikleri zamanda bilgiye anında ulaştığı ve bu bilgileri istedikleri bireylere ulaşmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğini yakalayarak dünyanın dört bir yanındaki tüm bireylere, bilginin anında ulaşmasını başarmış ve bireylerin kendi hızında ilerleyerek bilgiye sahip kavuşmasını sağlamıştır.
Eğitimin Dijitalleşmesiyle Birlikte;
Pandemi öncesinde dünya genelinde online eğitim ile eğitim alan birey satısı 300 milyon civarındayken, pandemiyle beraber bu rakam şu an 1.38 milyarın üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Raporuna Göre;
Pandemi sürecinde 128 ülkede yapılan araştırmaya göre ülkelerin yaklaşık %67’sinin uzaktan eğitime geçtiği görülmüştür.
31 ülkede ise yaklaşık 200 milyon öğrencinin uzaktan eğitim platformunu kullanmadığı gözlemlenmiştir.
Eğitim kademelerinden okul öncesi eğitimin pandemi sürecinde en çok olumsuz etkilenen bölümü olduğu gözlemlenmiştir ve birçok devletin bu yönde uygun bir politika üretmediği görülmüştür.
ONLINE EĞİTİMİN TÜRKİYE’DEKİ GÜCÜ (HACMİ)
Türkiye’de Covid-19 salgını başlamadan önce, bireyler uzaktan eğitim ihtiyaçlarını özel şirketlerin kurmuş oldukları online ve offline platformlardan karşılıyorlardı. Pandemi süreciyle beraber Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitimi EBA (Eğitimde Bilişim Ağı) üzerinden gerçekleştirmiştir.
7 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin aktif olarak kullanmış olduğu EBA, tüm Türkiye’nin pandemi sürecinde eğitim ihtiyacını gerek online olarak gerekse canlı dersler yaparak gerçekleştirmiştir. Tabi ki bu süreçte eğitim online olarak sadece EBA üzerinden değil farklı şirketlerin yazılım paneli üzerinden de gerçekleşmiştir. Örneğin; Zoom ve Zoom’un altyapıları kullanılarak online eğitime alternatif modeller oluşturulmuştur.
Araştırma şirketlerinin verilerine göre Türkiye’de uzaktan eğitimin Pazar büyüklüğü, 2013-2018 yılları arasında çift haneliyken; 2023 yılının sonlarına doğru bu rakamın 200 milyon dolara ulaşması bekleniyor.
Sonuç olarak şunu net ifade edebiliriz ki pandemi süreciyle birlikte bizler ister istemez gerek iş hayatımızdan kaynaklı olarak gerekse okul hayatımızdan dolayı uzaktan eğitime bağımlı hale gelir olduk ve hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı. Umut ediyorum ki pandemi hayatımızdan çıktıktan sonra bile insanların uzaktan eğitime olan rağbeti her geçen gün artacaktır.